“Hiçbir şey yapmadığımızda kötülüğe katılmış oluyoruz.”
“Ülke kan ağlıyorken sessiz kalamadık”
“Sağlığın olmazsa olmazları da savaşsız, çatışmasız ve silahsız bir dünya.”
“Bildiriyi gördüm, barıştan bahsediyordu, tereddütsüz imzaladım.”
Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin kurucularından Dr. Ruhi Demiray, Yrd. Doç. Dr. Derya Keskin, Prof. Dr. Ümit Biçer ve Prof. Dr. Veli Deniz böyle seslendi.
1 Eylül’de yayınlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) üniversitelerden 2 bin 346 öğretim elemanı ihraç edildi. Akademi’yi Kocaeli Üniversitesi’nden “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan ve ihraç edilen 19 akademisyen çevresinde kuruldu.
Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği’ndeki açılış etkinliğinde akademisyenlerin okuldaki odalarından ayrıldıkları görüntüler içeren “Geri döneceğiz” isimli kısa film gösteriminin ardından söz, ihraç edilen ama Kocaeli’nden ayrılmayıp Dayanışma Akademisi’ni kuran akademisyenlerdeydi.
İhraç edilen akademisyenler
Yrd. Doç. Dr. Adem Yeşiyurt, Doç. Dr. Aynur Özuğurlu, Yrd. Doç. Dr. Burcu Yakut Çakar, Yrd. Doç. Dr. Derya Keskin, Doç. Dr. Gül Köksal, Yrd. Doç. D. Güven Bakırezer, Doç. Dr. Hakan Koçak, Yrd. Doç. Dr. Hülya Kendir, Prof. Dr. Kuvvet İhsan Lordoğlu, Prof. Dr. Mehmet Cengiz Erçin, Doç. Dr. Mehmet Rauf Kesici, Dr. Mehmet Ruhi Demiray, Prof. Dr. Nilay Etiler, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Doç. Dr. Özlem Özkan, Prof. Dr. Ümit Biçer, Prof. Dr. Veli Deniz, Yrd. Doç. Dr. Yücel Demirer, Prof. Dr. Zelal Ekinci.
Demiray: Duyarsız kaldığımızda da kötü oluyoruz
Dr. Demiray, Hannah Arendt’in “Kötülüğün Sıradanlığı” eserini hatırlatarak “İçinde yaşadığımız dünyanın insani sorunlarına duyarsız kaldığımız, hiçbir şey yapmadığımızda kötülüğe katılmış oluyoruz” dedi.
“Bize yaratılan sahte gerçekleri sorgulamadan kabul edip kanıksadığımızda, duyarsız kalarak ona biat ettiğimizde biz de kötü oluyoruz. Ancak iyi olmak için çaba gösterdiğimizde iyiye yaklaşabiliriz.”
“Gerçeği ve doğruyu bulmak için çaba göstermeliyiz. Gerçek ve doğru bulduğumuz şey için mücadele edeceğiz. Gerektiğinde bedel ödemeyi göz alacağız. Ancak o zaman kötülüğün sıradanlığının yol açtığı iç sıkıntısından kurtulur ve azıcık gönül ferahlığı, iç huzuru bulabiliriz belki.”
Keskin: Umuttepe’de umutlar yeşerecek
Yrd. Doç. Dr. Derya Keskin “Bu yaşadıklarımızı yaşamayı biz istemedik, sadece ülke kan ağlıyorken sessiz kalamadık” dedi.
“Bilim insanı olarak varlığımın gereğini yerine getirmeye çalıştık. Üniversitedeki koltuklarımız, masalarımız, maaşlarımız olmasa da doğru bildiğimizi söylemeye, yapmaya, eşitlik özgürlük ve adaletten yana bilim üretmeye devam edeceğiz.
“Yaşamdan ve emekten yana tavrımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Aynı kararlılıkla hem Soma’da Ermenek’te hem Sur, Cizre ve Ankara’da yaşamına son verilenlerin hesabını sormaya devam edeceğiz.
“Bu mücadele bizimle bitmeyecek. Öğrencilerimiz ve niceleri sözümüzü ve eylemimizi çoğaltacak. Bizim zorla çıkarıldığımız Umuttepe’de umutlar yeşermeye devam edecek.”
Biçer: Sağlığın olmazsa olmazı savaşsız bir dünya
Prof. Dr. Ümit Biçer, “Sağlığın fiziksel, ruhsal, sosyal bir iyilik, iyilik hali olarak tanımlıyorsak bu iyilik halinin olmazsa olmazları da savaşsız, çatışmasız ve silahsız bir dünya” diye sözlerine başladı.
“Savaşın ve şiddetin sonuçlarını ortadan kaldırmak, acı çeken ve travmaya maruz kalanları sağaltılması ve topluma uyumlarının yeniden sağlanması kadar, savaşa her yönüyle karşı olmak, savaşı ve şiddeti ortaya çıkaran, üreten toplumsal dinamikleri değiştirmek, savaşsız bir dünya yaratmak için çabalamayı gerektiriyor. Savaşa karşı olmaksızın sadece onun yaralarını sarmayı hedefleyen bir yaklaşım yabancılaşmış ve kendi geleceğinde söz sahibi olma becerisini kaybetmiş yığınlar yaratmaktan başka bir işe yaramıyor.
“Çözüm; savaşa ve şiddete karşı içtenlikli, onurlu ve kapsayıcı bir dayanışma oluşturmak, savaşın şiddetine maruz kalanları yalnız bırakmamak, işbirliği geliştirmek, boyun eğmemek, öfkeyi sağlıklı bir biçimde dışa vurabilmek, örseleyici yaşam deneyimlerinin yarattığı çaresizlik ve yılgınlığa kapılmamak ile başlayacaktır.”
Biçer sözlerini Cumartesi Anneleri/ İnsanları’nın 600. haftasında Arjantin’deki Plaza de Mayo annelerinin yinelenen mesajıyla bitirdi; ‘Kaybedilen tek bir mücadele vardır o da vazgeçilen mücadeleler’. Biz vazgeçmeyeceğiz.”
Deniz: Barıştan bahsediyordu, imzaladım
Prof. Dr. Veli Deniz, 15 Ocak’ta gözaltında alındıktan sonra savcıya “Ben mühendisim, bütünle ilgilenirim, bildiriyi gördüm, barıştan bahsediyordu, tereddütsüz imzaladım” dediğini hatırlattı.
“Kocaeli 17 Ağustos depremini yaşadı. Bu kentte yaşayanlar enkazı, orada ses var mı çığlığını, ölümleri, ceset kokusunun ne olduğunu iyi bilirler.
“Biz ülkenin bir tarafında aynen Kocaeli’ndeki gibi çığlıklar olur, cesetler buzdolabında saklanırken bu çığlıklara sessiz kalamazdık, onun için bu bildiriyi imzaladık.”
“Eğer gelecekte birkaç ölümü engelleyebilir, barışın sağlanmasına şu kadarcık katkımız olursa çektiğimiz eziyetler vız gelir tırıs gider. Hepsi helal olsun.” (BK)